Elâzığ, eski adları ile: (Harput, Mamüret’ül Aziz, El-Aziz, El-Azık), Türkiye’nin Doğu Anadolu Bölgesi’nde Yukarı Fırat Havzasında bulunan, on bir ilçeden oluşan il. Konumu itibarıyla; ili doğudan Bingöl, kuzeyden Keban Baraj Gölü aracılığıyla Tunceli, batı ve güneybatıdan Karakaya Baraj Gölü vasıtasıyla Malatya illerinin arazileri çevrelemektedir. İlin sınırları 8.327 km²’si kara, 826 km²’si baraj ve doğal göl olmak üzere toplam 9153 km² ‘lik alanı kapsamaktadır.
2016 yılında TÜİK verilerine göre merkez ilçeyle beraber 11 İlçe, 20 belediye, bu belediyelerde 148 mahalle ve ayrıca 552 köyü vardır.
Nüfus bakımından Doğu Anadolu’nun Van, Erzurum ve Malatya illerinden sonra en büyük 4. ilidir. Halk arasında Elâzığlı olanlara, Elâzığ ağzında kardeş ve ağabey anlamlarına gelen gakgoş hitabı kullanılır. İlin tarihi MÖ 20. yüzyıla dayanır. Tarihte Anadolu’yu Mezopotamya’ya bağlayan kervan yollarının geçiş güzergahı içinde önemli yerleşim yeri olmuş, birçok kültüre ev sahipliği yapmıştır. Müslüman, Rum, Ermeni ve Süryani halklarının uzun yıllar birlikte yaşadığı bu bölgede günümüzde halâ farklı kültür ve medeniyetlerin kalıntıları görülmektedir. İlin ismi 1937 yılında Atatürk’ün şehre yaptığı ziyaretinde sunduğu teklif ile Azık ili manasına gelen El-Azık olarak değiştirilmiş, Türkçe uyumu ve söyleyiş kolaylığı nedeniyle Elâzığ halini almıştır.
Elâzığ’da 11. yüzyıldan günümüze kadar Selçuklular, Memlükler, Çubukoğulları, Artuklular, Dulkadiroğulları, Akkoyunlular, Eretna (Kadı Burhaneddin Ahmet) Devleti, Osmanlı İmparatorluğu, Türkiye Cumhuriyeti gibi Türk Devlet ve Beylikleri hüküm sürmüştür. Müslümanlar, Rumlar, Ermeniler ve Süryaniler uzun yıllar birlikte bu bölgede yaşamışlardır.
Kentteki nüfus çoğunluğunu şehrin yerli halkı oluşturmakla beraber, nüfusun geri kalanını komşu şehirlerden ve ilde bulunan üniversite dolayısıyla farklı şehir ve ülkelerden gelenler oluşmaktadır. Son zamanlarda doğum oranındaki artışın yanı sıra; batı illeri çoğunu oluşturmakla beraber, il dışına kısmi göç vermektedir. Aynı zamanda son dönemlerde yaşam ve imkan şartları dolayısıyla, kırsal bölgelerden çoğunluğu il merkezine olmak üzere ilçelere yaşanmaktadır.
İlin ekonomisi sanayi, tarım ve ticarete dayanır. Keban Barajı’nın yapılmasından sonra tarıma elverişli toprakların bir kısmı su altında kaldığından, tarım alanlarının azalması paralelinde sanayi canlanmıştır. Gayri safi gelirinin % 30’u sanayi, % 10’u ticaret ve % 25’i tarım sektöründen elde edilir.
Toplam: Uygun Kamp Bulunamadı . hepsini göster
Aradığınızı bulamadınız mı? Gelişmiş arama yapın!
Elâzığ, eski adları ile: (Harput, Mamüret’ül Aziz, El-Aziz, El-Azık), Türkiye’nin Doğu Anadolu Bölgesi’nde Yukarı Fırat Havzasında bulunan, on bir ilçeden oluşan il. Konumu itibarıyla; ili doğudan Bingöl, kuzeyden Keban Baraj Gölü aracılığıyla Tunceli, batı ve güneybatıdan Karakaya Baraj Gölü vasıtasıyla Malatya illerinin arazileri çevrelemektedir. İlin sınırları 8.327 km²’si kara, 826 km²’si baraj ve doğal göl olmak üzere toplam 9153 km² ‘lik alanı kapsamaktadır.
2016 yılında TÜİK verilerine göre merkez ilçeyle beraber 11 İlçe, 20 belediye, bu belediyelerde 148 mahalle ve ayrıca 552 köyü vardır.
Nüfus bakımından Doğu Anadolu’nun Van, Erzurum ve Malatya illerinden sonra en büyük 4. ilidir. Halk arasında Elâzığlı olanlara, Elâzığ ağzında kardeş ve ağabey anlamlarına gelen gakgoş hitabı kullanılır. İlin tarihi MÖ 20. yüzyıla dayanır. Tarihte Anadolu’yu Mezopotamya’ya bağlayan kervan yollarının geçiş güzergahı içinde önemli yerleşim yeri olmuş, birçok kültüre ev sahipliği yapmıştır. Müslüman, Rum, Ermeni ve Süryani halklarının uzun yıllar birlikte yaşadığı bu bölgede günümüzde halâ farklı kültür ve medeniyetlerin kalıntıları görülmektedir. İlin ismi 1937 yılında Atatürk’ün şehre yaptığı ziyaretinde sunduğu teklif ile Azık ili manasına gelen El-Azık olarak değiştirilmiş, Türkçe uyumu ve söyleyiş kolaylığı nedeniyle Elâzığ halini almıştır.
Elâzığ’da 11. yüzyıldan günümüze kadar Selçuklular, Memlükler, Çubukoğulları, Artuklular, Dulkadiroğulları, Akkoyunlular, Eretna (Kadı Burhaneddin Ahmet) Devleti, Osmanlı İmparatorluğu, Türkiye Cumhuriyeti gibi Türk Devlet ve Beylikleri hüküm sürmüştür. Müslümanlar, Rumlar, Ermeniler ve Süryaniler uzun yıllar birlikte bu bölgede yaşamışlardır.
Kentteki nüfus çoğunluğunu şehrin yerli halkı oluşturmakla beraber, nüfusun geri kalanını komşu şehirlerden ve ilde bulunan üniversite dolayısıyla farklı şehir ve ülkelerden gelenler oluşmaktadır. Son zamanlarda doğum oranındaki artışın yanı sıra; batı illeri çoğunu oluşturmakla beraber, il dışına kısmi göç vermektedir. Aynı zamanda son dönemlerde yaşam ve imkan şartları dolayısıyla, kırsal bölgelerden çoğunluğu il merkezine olmak üzere ilçelere yaşanmaktadır.
İlin ekonomisi sanayi, tarım ve ticarete dayanır. Keban Barajı’nın yapılmasından sonra tarıma elverişli toprakların bir kısmı su altında kaldığından, tarım alanlarının azalması paralelinde sanayi canlanmıştır. Gayri safi gelirinin % 30’u sanayi, % 10’u ticaret ve % 25’i tarım sektöründen elde edilir.